Uluslararası Ceza Mahkemesi, Rusya ile ilgili önemli bir karara imza attı. Mahkeme, eski Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov hakkında Rusya’nın Ukrayna’yı işgal sırasında işledikleri iddia edilen suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkardı. Bu kararın gerekçesi olarak, Şoygu ve Gerasimov’un Ukrayna elektrik altyapısına yönelik füze saldırılarından sorumlu tutuldukları belirtildi. Bu tutuklama emri, 10 Ekim 2022 ile 9 Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleşen saldırılara ilişkin olarak verildi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu kararı, 17 Mart 2023 tarihinde Ukrayna’da işlenen suçlarla ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında alındı. Daha önce de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Mariya Lvova-Belova hakkında savaş suçu gerekçesiyle tutuklama emri çıkarılmıştı. Putin ve Belova’nın yanı sıra Şoygu ve Gerasimov da Ukrayna’da gerçekleşen saldırılardan sorumlu tutularak tutuklama emriyle aranmaya başlandı.
Mahkeme yetkilileri, Şoygu ve Gerasimov’un Ukrayna elektrik altyapısına yönelik silahlı saldırılardan sorumlu olduklarına dair yeterli delil bulunduğunu belirtti. Bu nedenle tutuklama emri çıkarılarak iki ismin de mahkeme sürecine dahil edilmesi kararlaştırıldı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sırasında Şoygu ve Gerasimov’un liderliklerindeki Rus silahlı kuvvetlerinin Ukrayna’ya karşı yaptığı füze saldırılarının ciddi insani sonuçları olduğu ve bu saldırıların uluslararası hukuka aykırı olduğu belirtildi.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu kararı, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginliğin uluslararası düzeyde ciddiyetle ele alındığını ve uluslararası hukukun ihlal edilmesi durumunda gereken adımların atıldığını gösteriyor. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ve ulusal egemenliğinin korunması, uluslararası toplumun güvenliği için önemli bir konu olarak ele alınmaya devam ediyor. Şoygu ve Gerasimov’un tutuklanması, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan politikalarının ciddiyeti ve uluslararası alanda kabul edilemez olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu tutuklama kararı, uluslararası hukukun işleyişini ve uluslararası suçların cezasız kalmayacağını vurgulayan bir adım olarak değerlendiriliyor.
