Güvenlik güçleri, suç ve suçlulara karşı yürüttükleri kararlı mücadeleyi aralıksız sürdürüyor. Ülke genelinde suç oranlarını azaltma ve toplumu koruma adına yapılan operasyonlar, kamu güvenliğini sağlamak için kritik önem taşıyor.
Son olarak, İstanbul’da uyuşturucu satıcılarına yönelik büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Bu operasyon, güvenlik güçlerinin uyuşturucu ile mücadeledeki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
İstanbul’da gerçekleştirilen NARKOKAPAN-6 operasyonunda çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirildi. Operasyon sırasında, 1 milyon 795 bin adet uyuşturucu hapın yanı sıra, uyuşturucu imalatında kullanılmak üzere tasarlanmış 5 hap basma makinesi, 2 vakum makinesi ve 1 hassas terazi de ele geçirildi.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nın koordinasyonu ile yürütülen bu operasyon, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildi. Operasyon, Küçükçekmece ve Esenyurt ilçelerinde gerçekleştirildi ve sonuçları, güvenlik güçlerinin uyuşturucu ile mücadelesinin etkinliğini ortaya koydu.
Operasyonda, uyuşturucu madde imalatına katkı sağlayan 3 şüpheli de yakalandı. İçişleri Bakanlığı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, bu operasyonun sadece bir güvenlik meselesi olmadığını, aynı zamanda toplumun geleceği ile ilgili ciddi bir mesele olduğunu vurguladı.
Bakanlık, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Küresel bir felaket olan uyuşturucu ile mücadele, yalnızca güvenli bir çevre sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yarınlarımızın da güvenliğini sağlamaktadır. Her sokakta, her caddede, her köşe başında biz varız! Zehir tacirlerine göz açtırmıyoruz. Evlatlarımızın geleceğini karartmalarına müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.”
NARKOKAPAN-6 operasyonu, İstanbul’da uyuşturucu satışı yapanların hedef alındığı önemli adımlardan biri olarak kayıtlara geçti. Bu tür operasyonların devam edeceği ve suçla mücadelenin sürdürülmesi gerektiği, güvenlik güçlerinin kararlılığı ile daha da vurgulanmaktadır. Toplumun sağlığını tehdit eden her türlü unsura karşı taviz vermeden yürütülen bu mücadele, yalnızca hukuken değil, ahlaken de büyük bir öneme sahiptir.
