Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, 2025 yılında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar, hem siyasi hem de yerel dinamikler açısından önemli bir gelişme olarak değerlendirildi. Zeydan’ın hüküm giymesi, yerel yönetimlerin yönetim anlayışı ve güvenlik politikaları üzerinde tartışmalara neden oldu.
Alınan karar doğrultusunda, İçişleri Bakanlığı, Anayasa’nın 127. maddesi ve Belediye Kanunu’nun 47. maddesi çerçevesinde Zeydan’ı görevden uzaklaştırma işlemi gerçekleştirdi. Bu durum, yerel yönetimlerde kayyum uygulamalarının sıklaşmasına dair endişeleri yeniden gündeme getirdi. Zeydan’ın görevden alınmasının ardından, Van Valisi Ozan Balcı, belediyeye kayyum olarak atanarak vekil görevine getirildi. Bu atama, bölgedeki yönetim dinamiklerini bir kez daha değiştirdi.
Abdullah Zeydan’ın görevden alınmasının ardından Van’da protesto gösterileri patlak verdi. Van halkı, bu durumu kabul etmekte zorlandıklarını ifade ederek çeşitli eylemler düzenlemeye başladı. DEVA Partisi ve onun destekçileri, kayyum atamasına karşı kent merkezinde büyük bir yürüyüş düzenleyerek tepkilerini dile getirdi. Yürüyüş, yerel halkın demokrasi ve yerel yönetim hakkı konusundaki endişelerini göstermesi açısından önemli bir olay oldu.
Polis, düzenlenen bu izinsiz gösteriye müdahalede bulundukça, olaylar büyüdü ve çıkan çatışmalarda 172 kişi gözaltına alındı. Göstericilerin çoğunluğu, kayyum atamasını ve İçişleri Bakanlığı’nın hamlelerini eleştiriyor ve demokrasi adına taleplerini dile getiriyordu. Çıkan olaylar, sokakların tepkilerle dolmasına ve güvenlik güçleriyle halk arasında bir gerginlik yaşanmasına neden oldu.
Protestolar sırasında göze çarpan bir diğer önemli gelişme, bazı göstericilerin “Yaşasın İsrail” sloganları atmasıydı. Bu durum, sosyal medya ve medya organlarında geniş yankı buldu ve halk arasında çeşitli tartışmalara neden oldu. DEVA Partisi Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in de aralarında bulunduğu göstericilerin bu tipi sloganlar atması, kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. İnsanlar, bu tür sloganların bölgedeki hassas dengelere zarar verebileceğini düşünerek, durumu kınadılar.
Sonuç olarak, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın ceza almasından sonra yaşanan gelişmeler, sadece yerel değil, aynı zamanda ulusal ölçekte de tartışmalara yol açtı. Protestolar ve arkasındaki toplumsal dinamikler, yerel yönetimlerin ve halkın demokrasi taleplerinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kayyum atamaları, halk arasında adaletin sağlanmasında güçlükler yarattığı gibi, bölgedeki siyasi atmosferin de daha da gerginleşmesine neden oldu. Bu süreç, bölgedeki halkın yerel yönetimlere olan güveninin azalmasına ve siyasi ortamda belirsizliğin artmasına yol açtı.