İsrail ordusu, Yemen’den başlatılan 3 adet dron saldırısının gerçekleştirildiğini duyurdu. 10 Ocak 2025 tarihinde, İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından yapılan resmi açıklamada, fırlatılan ilk dronun Mısır sınırına yaklaşık 20 kilometre mesafedeki Gvulot bölgesinde sirenlerin çalmasına sebep olduğu bildirildi. Ancak, bu dronun İsrail Hava Kuvvetleri tarafından başarıyla engellendiği ifade edilmiştir.
Yemen’den yola çıkan diğer iki dronun ise Akdeniz üzerinde etkisiz hale getirildiği aktarıldı. İsrail Savunma Kuvvetleri, bu dronların engellenme anlarına ait görüntüleri de kamuoyu ile paylaştı. Olayın sonrasında İsrail basını, saldırılar sebebiyle herhangi bir can kaybı veya maddi hasar meydana gelmediğini açıkladı. Bununla birlikte, saldırıların Yemen’deki İran destekli Husi milisleri tarafından gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir.
Bu tür dron saldırılarının artması, bölgedeki güvenlik durumunu daha da karmaşık hale getiriyor. Husi milislerinin, özellikle İran’dan aldıkları destekle bu tür teknolojileri kullanarak gerçekleştirdikleri saldırılar, İsrail için bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. IdF’nin dronları etkisiz hale getirmesi, bölgesel güvenlik açısından bir başarı olarak değerlendiriliyor ancak uçak ve dron teknolojilerine sahip olan grupların artması, savunma stratejilerinin yanı sıra diplomatik ilişkiler açısından da yeni tartışmaları gündeme getiriyor. Bu durum, özellikle Orta Doğu’da hâkim olan gerilim dolu atmosferi daha da tırmandırabilir.
İsrail’in bu tür saldırılara karşı geliştirdiği savunma sistemlerinin etkinliği, yine de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle son yıllarda, dron teknolojisinin kullanımındaki artış, haberlerde sıkça yer alan bir konu oldu. Bu durum, dünyaca tanınan birçok güvenlik uzmanı tarafından da incelenmekte ve çeşitli senaryolar değerlendirilmektedir. Gelecekte böyle saldırıların artması ihtimali, bölgedeki ülkelerin askeri harcamalarını ve savunma politikalarını yeniden gözden geçirmesine yol açabilir.
Sonuç olarak, Yemen’den gelen bu dron saldırıları, yalnızca İsrail’in güvenliği açısından değil, bölgedeki tüm ülkelerin siyasi ve askeri dengeleri açısından önemli sonuçlar doğurabilecek bir durumdur. Saldırıların, Husi milislerinin durumu ve İran’ın bölgedeki etkisi hakkında daha geniş bir perspektif sunması, uluslararası ilişkiler alanında yeni tartışmaların kapısını aralayabilir.
Seçil Selen Balık
Editor
