Amerika’da 1 Eylül tarihinde vefat eden Ahu Tuğba’nın cenazesi, Türkiye’ye getirildi. Kızı Anjelik Calvin tarafından getirilen Tuğba’nın cenazesi, Beyoğlu Atlas Sineması’nda düzenlenen tören için hazırlandı. Ancak törene, Ahu Tuğba’nın Yeşilçam’dan sanatçı dostlarından hiçbiri katılmadı. Serpil Çakmaklı, törende bu duruma isyan etti ve Ahu Tuğba’nın sanatçı dostlarının cenazeye katılmamasını kınadı. Anjelik Calvin ise Serpil Çakmaklı’nın sözlerine destek vererek vefasızlığın varlığına dikkat çekti. Nuri Alço ise Ahu Tuğba’nın ölümünün şüpheli olmadığını belirtti.
Ahu Tuğba’nın cenazesi Amerika’dan getirildikten sonra Beyoğlu Atlas Sineması’nda tören düzenlendi. Ancak, Ahu Tuğba’nın Yeşilçam’dan sanatçı dostları arasında yer alan kimse törene katılmadı. Tören sırasında Serpil Çakmaklı’nın tepkisiyle vefasızlık ve saygısızlık konuları gündeme geldi. Çakmaklı, törende duyduğu üzüntüyü dile getirerek Yeşilçam’dan meslektaşlarının Ahu Tuğba’ya gereken ilgiyi göstermemesini eleştirdi. Anjelik Calvin ise Serpil Çakmaklı’nın sözlerine destek vererek herkesin Allah katında görevini yapması gerektiğini ifade etti. Calvin aynı zamanda Türk devleti ve basının yanlarında olduğunu belirtti.
Nuri Alço ise Ahu Tuğba’nın anma törenine katılan ender isimlerden biriydi. Alço, otopsi raporunda herhangi bir şüpheli durumun olmadığını ifade ederek Ahu Tuğba’nın ölümünün doğal olduğunu belirtti. Tören sırasında duyulan vefasızlık ve saygısızlık hissiyatı, Ahu Tuğba’nın sanat camiasındaki yerine olan saygının sorgulanmasına neden oldu.
Sonuç olarak, Amerika’da vefat eden Ahu Tuğba’nın cenazesi Türkiye’ye getirilerek Beyoğlu Atlas Sineması’nda düzenlenen törenle uğurlandı. Ancak, törene Ahu Tuğba’nın Yeşilçam’dan sanatçı dostlarından kimse katılmadı. Bu durum, sektördeki vefasızlık ve saygısızlık konularını gündeme getirdi. Serpil Çakmaklı’nın tepkisi ve diğer sanatçıların açıklamalarıyla Ahu Tuğba’nın anma töreni, yalnızca ailesi ve bazı yakınları tarafından katılanlarla gerçekleşti. Nuri Alço’nun açıklamaları ise Ahu Tuğba’nın ölümüne ilişkin şüpheleri ortadan kaldırdı. Bu olay, Türk sinema camiasında yankı uyandırdı ve Ahu Tuğba’nın anısına dair tartışmaları beraberinde getirdi.