Son dönemlerde “İnci Taneleri” adlı dizi ile dikkatleri üzerine çeken Yılmaz Erdoğan, ünlü sunucular Sine Çakır ve Rıdvan Dilmen’in moderatörlük yaptığı ‘Hayatın Not Defteri’ adlı programa katıldı. Programda samimi ve içten açıklamalar yapan Erdoğan, tiyatro dünyasına nasıl adım attığını dikkat çekici bir şekilde anlattı.
Yılmaz Erdoğan, sanat hayatına geçiş süreciyle ilgili olarak, futbolu bıraktığı zaman yaşadığı duygusal karmaşayı şöyle ifade etti: “Futbolu bırakıp sanatla ilgilenmeye başlayınca üzülmüştüm. Çünkü aslında İstanbul’a geldiğimde futbol hayatım devam ediyordu. DSİ Spor ile de idmanlara çıkmaya başlamıştım.” Bu noktada, tiyatroya olan ilgisinin nasıl başladığına değinen Erdoğan, “O ara ‘Nöbetçi Tiyatro’ oyuncu ilanını gördüm. Tiyatro başlayınca da hepsine gitmek için otobüs biletim bile yoktu” şeklinde konuştu.
Aslında, Yılmaz Erdoğan’ın İstanbul’a gelme sebebi, inşaat mühendisliği eğitimi alabilmekti. Ancak tiyatro hırsı, eğitimini bırakmasına neden oldu. Bu kararının babası tarafından nasıl karşılandığını anlatan ünlü sanatçı, “Tiyatro için inşaat mühendisliğini bıraktığım için babam bana kızmıştı. Tiyatroya karşı değildi, okulu bırakmama kızmıştı.” dedi. Genç yaşta, kendi hayatı hakkında önemli bir seçim yaparken, ailevi beklentilerle yüzleşmek zorunda kaldığını belirtiyor. İnsanın ilk mücadelelerinin aile içinde başladığını vurgulayan Erdoğan, “İnsanın ilk mücadelesi babasıyla. İlk ona göstermek istiyorsun kendini” ifadesiyle bunu destekliyor.
Babasının kendisine yeterince değer vermediğini düşündüğünü ifade eden Yılmaz Erdoğan, “Sen Hiç Ateş Böceği Gördün Mü?” adlı oyuna kadar babasının kendisini hiç övmediğini belirtiyor. Bu durum, sanatçı olarak kendini ispatlama arzusunu daha da tetiklemiş gibi görünüyor. Tiyatro ve sanat alanında kendini kanıtlama çabası, onu sadece sahneye değil, aynı zamanda toplumsal meselelere duyarlı bir birey olmaya da yönlendirmiştir.
Yılmaz Erdoğan’ın hayat hikayesi, birçok genç sanatçı için ilham kaynağı olabilecek nitelikte. Onun, babasıyla olan ilişkisi ve sanata adım atma süreci, birçok insanın benzer zorluklarla karşılaştığını gözler önüne seriyor. Bu tür programlar, toplumun sanatçılara bakış açısını değiştirme potansiyeline sahip. Özellikle genç nesiller için, hayallerini gerçekleştirme yolunda kararlılık ve cesaretin önemini vurgulayan Yılmaz Erdoğan gibi isimler, cesaretlendirici örnekler sunuyor.
Çağla Pınar Yılmaz
Yazar