Antalya’nın Manavgat ilçesinde yer alan Gebece köyünde dünyaya gelen Uğur Acar, hayatının ilk aylarında evinde çıkan bir yangın sonucunda yüzünde ciddi yanıklar oluştu. Bu durum, Acar’ın yaşamını derinden etkiledi. Ancak 21 Ocak 2012 tarihinde Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, dünyaca ünlü cerrah Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk yüz nakli ameliyatı ile Acar, yeni bir başlangıç yaptı. Bu operasyon, yalnızca Uğur Acar’ın fiziksel görünümünü değil, yaşamının her yönünü yeniden şekillendirdi.
Uğur Acar, ameliyat sonrası Akdeniz Üniversitesi’nde tedavi sürecini sürdürmeye devam etti. Ardından, KPSS’den elde ettiği başarı sayesinde üniversitenin kadrolu personeli oldu. Akdeniz Üniversitesi’nde çalışmasının yanı sıra, üniversite sınavlarına da hazırlanan Acar, kariyerine ve eğitimine yön vererek hayatında önemli bir değişim yaşadı. Yüz naklinin üzerinden geçen 13 yıl boyunca, Acar’ın sağlık durumu sürekli olarak yakından takip edildi.
Uğur Acar, geçirdiği bu zorlu sürecin ardından gösterdiği vefalı davranışları ile de dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca, kendisine ikinci bir hayat sunan donör Ahmet Kaya’nın ailesiyle olan ilişkisini asla koparmadı. Uğur, Kaya ailesiyle sık sık iletişim kurarak, onların ihtiyaçlarını sormak için telefonla görüntülü görüşmeler gerçekleştiriyor. Bu bağ, Acar için oldukça önemli ve duygusal bir yere sahip. Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya, Uğur ile gerçekleştirdikleri görüntülü görüşmeler sırasında duygusal anlar da yaşandığını belirterek, “Uğur ile artık aile olduk. Sağ olsun her türlü ihtiyacımıza koşuyor.” diyerek bu güçlü bağı tanımlıyor.
Uğur Acar, Kaya ailesinin her zaman yanında olduğunu ve bu ailenin desteğini hissetmenin büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Kendisi, “Allah Ahmet Kaya ağabeyimizden razı olsun. Bana ikinci hayat fırsatı sundu,” diyerek donör ailesine duyduğu minnettarlığı dile getirdi. Bu içten ilişkide, sağlığının korunmasına yönelik dikkatli olunması gerektiği de vurgulandı. Nakli gerçekleştiren ekibin lideri olan Prof. Dr. Ömer Özkan, Uğur’un sağlığını düzenli olarak takip ettiğini ve beslenme gibi önemli noktalar üzerinde titizlikle durulması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Özkan, Türkiye’de organ bağışının hala istenen seviyelerde olmadığını ve yüz nakli gibi bağışlarla hayat kurtaran hastalar için ailelerin bile olumsuz cevaplar verebildiğine dikkat çekti. Uğur Acar’ın, donör ailesiyle olan iletişiminin sürdürülmesinin son derece anlamlı bir davranış olduğunu belirten Özkan, organ nakliyle insanların hayatlarının bir anda değişebildiğini, dolayısıyla Uğur gibi hastaların ikinci bir yaşam şansına sahip olduğunun altını çizdi.
Uğur Acar için 13’üncü yıla özel bir pasta hazırlandı. Pasta üzerindeki mumları söndüren Acar, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Ömer Özkan’a teşekkür ederek, bu anlamlı günü paylaştı. Bu tüm sürecin, Acar’ın hayatında kalıcı ve anlamlı bir değişikliğe kapı araladığını gösteriyor.