Aralık 2024’te; İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya ve Danimarka’nın liderlerinin, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin konutunda, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldiği ve önemli bir planı görüştüğü iddia edildi. Bu toplantıda, Zelenskiy’in Rusya ile Ukrayna arasındaki barış anlaşmasının uygulanmasına yardımcı olmak için en az 100 bin ila 150 bin asker gönderilmesi konusunda ısrarcı olduğu ve aynı zamanda hava desteği talep ettiği belirtildi.
Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevklur, 61. Münih Güvenlik Konferansı’nın marjında bu konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Pevkur, “Henüz çok erken bir aşamadayız” ifadesini kullanarak, Avrupalı müttefiklerin bir plan ortaya koymadan önce Ukrayna’daki temas hattının nasıl şekilleneceğini anlamalarının önemine dikkat çekti. Aynı zamanda, Rusya ve Ukrayna cephe hattında tarafların güçlerini birkaç bine indirmesi durumunda, “Avrupa’nın da orada olması sorun değil” dedi. Ancak, devam eden bir çatışma durumu söz konusu olduğunda asker gönderme fikrinin oldukça zor olacağına da işaret etti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, büyük bir güç konuşlandırma fikrinin çok zorlama olduğunu belirterek, “Uygun, gerçekçi, iyi düşünülmüş, ölçülmüş ve müzakere edilmiş şeyler yapmalıyız” dedi. Bu yorum, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Aynı günlerde İngiltere Başbakanı Keir Starmer de bu konudaki görüşlerini paylaşarak, “Belirli kabiliyetlere girmeyeceğim ancak barış olması halinde Ukrayna için bir tür güvenlik garantisi olması gerektiğini ve İngiltere’nin bu konuda üzerine düşeni yapacağını kabul ediyorum” şeklinde konuştu.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise bu hafta yaptığı açıklamada, yaklaşık 1000 kilometre uzunluğundaki cephe hattına atıfta bulunarak, temas hattının güçlü bir uluslararası gözetim altında tutulmasını önermiştir. Bu durum, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmaların daha da tırmanmaması için uluslararası güvenliğin artırılması adına çıkarılan bir öneri olarak değerlendirilmektedir.
Toplantıda yapılan açıklamalar ve öneriler, Avrupalı ülkelerin Ukrayna’ya yönelik tutumunu ve stratejik planlarını şekillendirebilecek önemli tartışmalara kapı araladı. Ancak, her liderin konuya yaklaşımı, uluslararası alanda sürmekte olan sorunların çözümünde nasıl bir yol izleneceği konusunda farklılıklar gösterdi.
Sonuç olarak, bu toplantı, Avrupa’nın güvenlik konularında daha aktif ve etkili bir rol oynaması adına kritik bir fırsat sunuyor. Ancak, liderlerin anlaşmazlıkları ve farklı görüşleri, bu hedefe ulaşmada engeller oluşturabilir. Uluslararası kamuoyu ise bu süreçte yaşanacak gelişmeleri yakından takip ediyor; zira Ukrayna’daki durum, sadece bölgedeki ülkeleri değil, dünya genelinde pek çok ülkenin güvenliğini de etkilemektedir.
